30 Mart 2020 Pazartesi
[NEFS-İ SÂF•İYE]
Bir bebek, doğduğu zaman kendisini, annesini ve bütün çevresini tek bir varlık olarak algılar, ihtiyaçlarını karşılayan dış dünyayı bir "öteki" olarak değil kendi varlığının bir parçası olduğunu düşünür: "ben" ve "diğerleri" nin ayrımına varamaz.
Bu yüzden saf bebeği koklayanlarin dilinde ister istemez bir itiraf: cennet kokusu mübârek!
Çünkü yeni doğanda henüz benlik oluşmadı. Şimdilik birlik var, o halde cennette hâlâ.
Altı ay sabrediyoruz, o bücür büyüyecek ve benlik oluşturacak. Önüne elma da gelse ısıracak, ayva da!
Aynada kendini görüp "anaaaa… bu benim ya!" dediği an, olay başlıyor. Kimlik inşâsı ile ayvayı da yemeye başlıyor.
İşi bilenler, bunu hayvan yapamıyor diyorlar. Yani, aynada kendine bakıp tanımlayamıyor: "İşte bu benim” diyemiyor hayvan işte! Ayıramıyor kendini bütünden.
Biliyor musunuz henüz ayna yokken o bebek ayna yerine, anneyi kullanıyormuş. Anne veya yakın çevreden yansıyanı algılıyor, kendine ayna tutuyor yumurcak.
Peki ben demeyi öğrendikten, aynaya baktıktan sonra ne yapıyor insan yavrusu?
Aynadaki yansımaya bakıyor ağlıyor ama biliyor ki içinde ağlamak yok, sadece dışı ağlıyor. Bildiğin numara yapıyor yani ve çocuk bunu keşfediyor.
İşte sahtekarlığın doğuşu sayın seyirciler. Bu sahtekarlığı yapan hayvanlar var, biliyoruz... Özellikle numaracı köpek sahipleri bunu iyi bilir.
Ey can, işte böyle böyle tatlı bir benlik ekmişsin ruhuna; büyüdükçe acı acı meyvesini yiyorsun ara sıra.
Peki ey insan, yeterince büyüdüysen, söyler misin kendine, aynaya bakıp da "işte bu benim" dediğin kim?
Bütün bir hayat uykusu boyunca cevabını bekleyen tek bir soru vardır: Ben kimim?
Bu sorunun sâhici cevâbından emîn olmadığın sürece uyanamazsın ve uyandığında bu soruyu sormazsın, cevabın kendisi bizzât sen olursun vesselâm
24 Mart 2020 Salı
Denemeli!
Çok huzurlu. Hele sonu...
Ekmek yapmayı çalışın. Ekmek, diğer hamur işleri gibi değildir.
Ekmeğin olmazsa olmaz usulleri vardır.
Oranlar, yoğurmalar, germe ve katlamalar ekmeği ekmek yapan çok şeyden bâzısıdır sâdece.
Bir çok kişi önce ekşi mayalı deniyor. Tabiatını bilmediğiniz şey sizi bıktırır.
Ticârî mayayla, ekmeği tanıyın, sonra ekşi mayayı öğrenin.
Bununla başlayın, azminiz artar.
Ekmek yapın.
ぷち♡ソフトフランス | Petit French Rolls
Crispy Crust but Light and Fluffy Inside
cook kafemaru
(To the owner of this video: I share your recipe with your permission. I could not see a copyright restriction on your Youtube page.)
Sevmeyi öğren, yakışıklı!
1
Bâzân bir şarkı sebepsiz çalmaya başlar ya zihninde,
Son zamanlarda hem de ihtiyâcım bulunan bâzı ilâhîler çalıyor.
Biraz dinginlik yakalama çabasının sonucu sâkin kalan zihin ya da rûhun, kâbiliyetlerinin serbest kalmasından gibi...
Ama hani bâzân da biri düşer gönlüne...
Şu gönül ne acâib "şey"!
Şimdi farkediyorum, bütün gün biriyle idim aslında.
Neden, nasıl içimdeydi sürekli?
Bir çok şey yaptım onunla,
Epey konuştuk, az da olsa.
Acabâ, o düşünüyor diye mi hep gönlüme geliyor?
Öyle denir hakîkatte.
İnsân, sevdiğiyle ömür geçirmek diler,
Derdi, işi, gücü sevdiceğidir.
Sonsuzluğa uzanır, aşkıyla olan hayâli.
Öyle ya, sonsuzluk için yaratılmıştır, bilir rûhu bunu,
Kendi bilmese de.
Zâten, dünyayı mâmur kılma çabası da Cennet hasretindendir ya.
Sevdiğiyle bir ömür geçirmekle, gönlünde bir olmak, aynı imiş meğer
Şimdi anlıyorum, koca gün içimdeyken sevgili, zâten pek bir mes'ûd geçti saatler...
Her ne kadar böyle ise de,
Özlem kavuşmayı istetir
Çünkü göz, cemâl ister.
Şu sıralar, duânın ısrarla istemek olmadığı gösteriliyor.
Yaratan'ı iknâ çabası değil duâ; O olmak.
O olursan, murâd et, olur.
Sevgi, gönlün azığı, karıldığı çamur, râhat ettiği kıvâm...
...
Akşam oldu, konuştum O'nunla.
Hattâ uğraştım bile epey :)
Taşındığından beri sormamıştı.
Bahis mevzûu edilmeyen bir husûsu hiç sormamış olması edebinin ve olgunluğunun işâretiydi
Ve bu iyi şeydi.
"O odada ne var?" diyesi tuttu bir zamandır.
Bir kaç def'âsında üstelemediydi evvel, cevap alamayınca.
Sûkûtun ardından kelâm etmemesi çok mühim
Öğreniyor yaşamı, geçimi hattâ edebi daha da.
Biraz çocuksuydu bu gün, biraz da hâtun edâları bunlar...
E, tutuyor insanın bâzan hafifliği.
Keyifli demek ki, yaltaklanıyor bir nevî
Ama, aşmıyor sınırı, çekiniyor.
Bu güzel, korkmuyor ama, bu daha güzel.
Zîrâ hiç korkutmadı fakîr kimseyi.
Sûkûnet, çekinmeyi getirir, o da geçimi.
Muhabbeti de dâim eder.
Güldüm bıyık altından pek, gördü de zâten.
Bu yüzden ya, durup, durup def'âlarca sorması o sıra :)
- "Ne var ki odada, nîçin kilitli?"
- Halı.
- Yaa! "Ne var?"
- Kitaplık.
- !
- Masa.
- !
- Kitap.
- !
- Başka bir kitap :)
- !!!
Bir bilmece olur işte, bir muâşeret tâlimi, muhabbete vesîle olur diye geçtiydi içimden.
Tabiatıyla mahsûsen kilitlemiş idik. Hazır olmadığı şeyle karşılaşıp, hafiflik etmemesi içindi.
Gördüğü zamanda bilmesi de içindi.
İnsan, yanında bulunduğuyla pişmeye istekli olsa ne iyi olur.
Çoğunluk birbiriyle çekişir anlaşamaz, çatışır uzlaşamaz, daha neler, neler.
Garip gelir hep, birleşmek, bir olmak içindir.
Bir'e akar her şey hayatta çünkü.
Uzlaşma dahi tuhaf olur birleşen çiftte zîrâ istekler hoş gelmelidir,
En ölçülü olunacak yerdir bir'lik evi, işleri nâzik ve teennî ile, kırk düşünüp bir söyleyerek etmeli.
Hem, kişi pişmeli, pişmek için gelmeli ya eve en evvel...
İllâ biri baştır, yoksa nasıl olur ki?
Seyret hâli, sevgili. Bak ki sana gösteriliyor ne iş tutacağın hep.
Yerde oturmuş, eteğini örtmüş sol baldırı üzerinde, ayaklarını sağdan geriye almış hâtunu hayâl et.
Başını da eğmiş, elinde belki bir iş, içindeki güzelliği dokuyor iplerle...
Yüzü nurlu ve mütebessim, bir sessizlik adası ki sûkûnetinde dinleniyorum desem, olur.
Bir şey istesen hemen getirir, cânını da koyar da üstüne, öyle uzatır
Gördün mü hiç öyle sevgiyle bakan bir çift göz?
En büyük dersi "Ne buyrulur?" zemîninde bir iç güzelliği taşıdığıydı aslında, bilmese de.
En büyük dersi almış olarak gelmiş idi.
Hep lâzımı gözlediğinden pişiyordu dâim. Ses edilmezse ya susuyor, ya işine bakıyordu.
Ki yürüyordu Cennetine, adıım, adım.
Bilmese de.
Bilmezsin sen. Büyükler özler en çok.
Sen sevgiyi arar ve beklersin,
Muhabbet diler, bir tebessüm istersin,
Elin boş kalmaz ama doyamazsın hiç
Ama bilmezsin, büyükler özler, en çok.
dünya kavuşmak yeri değilmiş çoğu zaman
Ama bilmezsin...
Sevmeyi öğren yiğit!
"Kendin"i bil önce, ki sevgiyi anlatsınlar sana.
Bilmediğin şey öğrenilmez
Sevmeyi öğren, başkaları için faydalı ol.
Özeti bu bir tek, hayâtın
Düzelt işlerini
Boşalt içini
Düzelt dışını ve tarayıp saçlarını, gel.
Sevmeyi bile bir'inden öğreneceksin.
Hazır olmak için çalış,
Acele et, sevgi sen ararken de olsa verildiğinde çıkar karşına
Sonra yarımken çıkmasın karşına,
At ne varsa dünyaya ait dışarı,
Bırak oyun, oynaşı, gel beri artık,
Gün gelir, çabuk gelir, verirler sana da bir sevgili
Dağınık olmasın saçların. Çocuk gibi.
Hoş, dağıtırlar ya bir hamlede :)
Tara saçlarını.
Bâzân bir şarkı sebepsiz çalmaya başlar ya zihninde,
Son zamanlarda hem de ihtiyâcım bulunan bâzı ilâhîler çalıyor.
Biraz dinginlik yakalama çabasının sonucu sâkin kalan zihin ya da rûhun, kâbiliyetlerinin serbest kalmasından gibi...
Ama hani bâzân da biri düşer gönlüne...
Şu gönül ne acâib "şey"!
Şimdi farkediyorum, bütün gün biriyle idim aslında.
Neden, nasıl içimdeydi sürekli?
Bir çok şey yaptım onunla,
Epey konuştuk, az da olsa.
Acabâ, o düşünüyor diye mi hep gönlüme geliyor?
Öyle denir hakîkatte.
İnsân, sevdiğiyle ömür geçirmek diler,
Derdi, işi, gücü sevdiceğidir.
Sonsuzluğa uzanır, aşkıyla olan hayâli.
Öyle ya, sonsuzluk için yaratılmıştır, bilir rûhu bunu,
Kendi bilmese de.
Zâten, dünyayı mâmur kılma çabası da Cennet hasretindendir ya.
Sevdiğiyle bir ömür geçirmekle, gönlünde bir olmak, aynı imiş meğer
Şimdi anlıyorum, koca gün içimdeyken sevgili, zâten pek bir mes'ûd geçti saatler...
Her ne kadar böyle ise de,
Özlem kavuşmayı istetir
Çünkü göz, cemâl ister.
Şu sıralar, duânın ısrarla istemek olmadığı gösteriliyor.
Yaratan'ı iknâ çabası değil duâ; O olmak.
O olursan, murâd et, olur.
Sevgi, gönlün azığı, karıldığı çamur, râhat ettiği kıvâm...
...
Akşam oldu, konuştum O'nunla.
Hattâ uğraştım bile epey :)
Taşındığından beri sormamıştı.
Bahis mevzûu edilmeyen bir husûsu hiç sormamış olması edebinin ve olgunluğunun işâretiydi
Ve bu iyi şeydi.
"O odada ne var?" diyesi tuttu bir zamandır.
Bir kaç def'âsında üstelemediydi evvel, cevap alamayınca.
Sûkûtun ardından kelâm etmemesi çok mühim
Öğreniyor yaşamı, geçimi hattâ edebi daha da.
Biraz çocuksuydu bu gün, biraz da hâtun edâları bunlar...
E, tutuyor insanın bâzan hafifliği.
Keyifli demek ki, yaltaklanıyor bir nevî
Ama, aşmıyor sınırı, çekiniyor.
Bu güzel, korkmuyor ama, bu daha güzel.
Zîrâ hiç korkutmadı fakîr kimseyi.
Sûkûnet, çekinmeyi getirir, o da geçimi.
Muhabbeti de dâim eder.
Güldüm bıyık altından pek, gördü de zâten.
Bu yüzden ya, durup, durup def'âlarca sorması o sıra :)
- "Ne var ki odada, nîçin kilitli?"
- Halı.
- Yaa! "Ne var?"
- Kitaplık.
- !
- Masa.
- !
- Kitap.
- !
- Başka bir kitap :)
- !!!
Bir bilmece olur işte, bir muâşeret tâlimi, muhabbete vesîle olur diye geçtiydi içimden.
Tabiatıyla mahsûsen kilitlemiş idik. Hazır olmadığı şeyle karşılaşıp, hafiflik etmemesi içindi.
Gördüğü zamanda bilmesi de içindi.
İnsan, yanında bulunduğuyla pişmeye istekli olsa ne iyi olur.
Çoğunluk birbiriyle çekişir anlaşamaz, çatışır uzlaşamaz, daha neler, neler.
Garip gelir hep, birleşmek, bir olmak içindir.
Bir'e akar her şey hayatta çünkü.
Uzlaşma dahi tuhaf olur birleşen çiftte zîrâ istekler hoş gelmelidir,
En ölçülü olunacak yerdir bir'lik evi, işleri nâzik ve teennî ile, kırk düşünüp bir söyleyerek etmeli.
Hem, kişi pişmeli, pişmek için gelmeli ya eve en evvel...
İllâ biri baştır, yoksa nasıl olur ki?
Seyret hâli, sevgili. Bak ki sana gösteriliyor ne iş tutacağın hep.
Yerde oturmuş, eteğini örtmüş sol baldırı üzerinde, ayaklarını sağdan geriye almış hâtunu hayâl et.
Başını da eğmiş, elinde belki bir iş, içindeki güzelliği dokuyor iplerle...
Yüzü nurlu ve mütebessim, bir sessizlik adası ki sûkûnetinde dinleniyorum desem, olur.
Bir şey istesen hemen getirir, cânını da koyar da üstüne, öyle uzatır
Gördün mü hiç öyle sevgiyle bakan bir çift göz?
En büyük dersi "Ne buyrulur?" zemîninde bir iç güzelliği taşıdığıydı aslında, bilmese de.
En büyük dersi almış olarak gelmiş idi.
Hep lâzımı gözlediğinden pişiyordu dâim. Ses edilmezse ya susuyor, ya işine bakıyordu.
Ki yürüyordu Cennetine, adıım, adım.
Bilmese de.
Bilmezsin sen. Büyükler özler en çok.
Sen sevgiyi arar ve beklersin,
Muhabbet diler, bir tebessüm istersin,
Elin boş kalmaz ama doyamazsın hiç
Ama bilmezsin, büyükler özler, en çok.
dünya kavuşmak yeri değilmiş çoğu zaman
Ama bilmezsin...
Sevmeyi öğren yiğit!
"Kendin"i bil önce, ki sevgiyi anlatsınlar sana.
Bilmediğin şey öğrenilmez
Sevmeyi öğren, başkaları için faydalı ol.
Özeti bu bir tek, hayâtın
Düzelt işlerini
Boşalt içini
Düzelt dışını ve tarayıp saçlarını, gel.
Sevmeyi bile bir'inden öğreneceksin.
Hazır olmak için çalış,
Acele et, sevgi sen ararken de olsa verildiğinde çıkar karşına
Sonra yarımken çıkmasın karşına,
At ne varsa dünyaya ait dışarı,
Bırak oyun, oynaşı, gel beri artık,
Gün gelir, çabuk gelir, verirler sana da bir sevgili
Dağınık olmasın saçların. Çocuk gibi.
Hoş, dağıtırlar ya bir hamlede :)
Tara saçlarını.
(Anılan, konuşulan kişi hayâlîdir. Hitâb olunan ise vardır, fakat kendine olduğunu bilmemektedir. Belki de haberi yoktur bu laflardan.)
Nerdesin?
Geç oldu, uyku bastırdı
Dizine koyup başımı huzurla uyumak isterdim.
Beklemek ve ümîd etmekle geçiyor,
Hiç bilmediği kokunu özlüyor gönül...
Dizine koyup başımı huzurla uyumak isterdim.
Beklemek ve ümîd etmekle geçiyor,
Hiç bilmediği kokunu özlüyor gönül...
Vasat
Kötü olan her duygu, yöneliş, tepki ve bakış hatâdır.
Kişi dertler gittiğinde, mutlu olduğunda farkeder ama...
Kızgınsanız, şikâyet ediyorsanız, anlaşamıyorsanız dikkatli olun.
İllâ hatâlısınız.
Ha, bu arada, mutluluk nedir?
Kişi dertler gittiğinde, mutlu olduğunda farkeder ama...
Kızgınsanız, şikâyet ediyorsanız, anlaşamıyorsanız dikkatli olun.
İllâ hatâlısınız.
Ha, bu arada, mutluluk nedir?
23 Mart 2020 Pazartesi
Sır
beni delilerin içine gönderdin,
Bir de üstelik bana deli dedirttin.
Sabrını bâri ihsân eyle,
Hikmetinden suâl olunmaz...
Bir de üstelik bana deli dedirttin.
Sabrını bâri ihsân eyle,
Hikmetinden suâl olunmaz...
18 Mart 2020 Çarşamba
Merhamet
Selâm,
Mânâsı içselleştirilebildiğinde yaşamı bambaşka kılan kelime.
Sadece söylemekle bırakmadığım, her seferinde içindekini de avuçlarımla uzatıp sunduğum temennî.
Günü kısaltan şeyler iki elimizle giderilebilir. Sonraya da bırakılabilecek işler, güzel işlerin zaman içindeki önceliği, keyif için olanlar vs düzenlenebilir.
Kent insanının mesâfe problemi ise fakire hep anlaşılmaz gelmiştir. Hangi nimet mutlaka lâzımdı da erişemedik. Yürümekten sıkılan menzîle varır mıydı? Yakınlarda bir yer bulmak sadece bakınmakla mı bulunurdu? Evrenle bütünleşmek, evrendeki o büyük güçten beslenmek de gerekir :)
Şu video, sıcacık bir hâli içime, taa yüreğime kadar taşıdı, merhamet kapladı içimi.
Bir de, bir şeye denk gelip de onu birine yollamak alışkanlığım fakîre, hâlâ ve her şeye rağmen "sevmeye devam edebiliğimi" hatırlatıyor. Bu, yaşarken, insanları unutmadığımı gösteriyor. Şükür.
https://www.youtube.com/watch?v=BowrWHznwBo
Mânâsı içselleştirilebildiğinde yaşamı bambaşka kılan kelime.
Sadece söylemekle bırakmadığım, her seferinde içindekini de avuçlarımla uzatıp sunduğum temennî.
Günü kısaltan şeyler iki elimizle giderilebilir. Sonraya da bırakılabilecek işler, güzel işlerin zaman içindeki önceliği, keyif için olanlar vs düzenlenebilir.
Kent insanının mesâfe problemi ise fakire hep anlaşılmaz gelmiştir. Hangi nimet mutlaka lâzımdı da erişemedik. Yürümekten sıkılan menzîle varır mıydı? Yakınlarda bir yer bulmak sadece bakınmakla mı bulunurdu? Evrenle bütünleşmek, evrendeki o büyük güçten beslenmek de gerekir :)
Şu video, sıcacık bir hâli içime, taa yüreğime kadar taşıdı, merhamet kapladı içimi.
Bir de, bir şeye denk gelip de onu birine yollamak alışkanlığım fakîre, hâlâ ve her şeye rağmen "sevmeye devam edebiliğimi" hatırlatıyor. Bu, yaşarken, insanları unutmadığımı gösteriyor. Şükür.
https://www.youtube.com/watch?v=BowrWHznwBo
17 Mart 2020 Salı
“Bir duyguya sahipseniz bunun sizin yüzünüzde görüleceğini biliyoruz. Bunun tersi de doğrudur. Yüzünüze nasıl ifade verirseniz o şekilde bir his oluşturursunuz. Bir acıya gülerseniz içinizde acı hissetmezsiniz. Yüzünüz üzüntü gösterirse, bunu içinizde de hissedersiniz.” – San Francisco Kaliforniya Üniversitesi’nden Dr. Paul Eckman – 1985
Devamı: https://www.uplifers.com/bugun-bildigin-tum-egzersizleri-unut-gune-sadece-20-kasini-calistirarak-basla/#ixzz6Gyghh9Kb
İçine Bak!
Alıntı:
"
“içsel dinginlikle teması yitirdiğinizde, kendinizle teması yitirirsiniz. Kendinizle teması yitirdiğinizde, kendinizi dünyada kaybedersiniz. Gerçek benliğiniz ile dinginlik birbirinden ayrılmaz. O sizin asli doğanızdır. Dinginlik içinde algıladığınız her şeyle bir’lik hissedersiniz. Her şeyle bir olduğunuzu hissetmek gerçek sevgidir. Dinginlik zekânın ta kendisidir; o her formu doğuran bilinçtir. Bilgelik dinginlikle birlikte gelir…” -Eckhart Tolle "
kitap: Dinginliğin Gücü Eckhart Tolle
Dinginliğin Gücü
Alıntı:
"Dinginlik; Tanrı’nın konuştuğu dildir. Ve bu dünyada var olan her şey bu dilin kötü bir tercümesidir. Dinginlik boşluğu anlatır. Dinginliğin farkına düşüncelerle varamayız çünkü dinginliğin bir biçimi, formu yoktur. Farkına varabilmek için dingin OLMAK gerekir. Yani düşünce olmadan bilinçli olabilmek.
Bir insan dingin olduğunda, fiziksel ve zihinsel bir varlık olmadan önceki haliyle temas kurar. Şu anki geçici varlığının ötesindeki gerçek ve sonsuz haliyle birleşir. İşte o zaman insan uyanık olur. Düşüncelerde kaybolmak yerine düşüncenin ardındaki farkındalık olur. O zaman düşünce, kendi başına hareket eden ve tüm hayatınızı yöneten otonom bir akış olmaktan çıkar. Farkındalık düşünceden ayrılır. Düşüncenin sizi kontrol etmesinin yerini farkındalığın hizmetkarı olması alır. Ve farkındalık Evrensel zeka ile kurulan bilinçli bir bağlantıdır.
Bu iki paragraf Eckhart Tolle’nin Dinginliğin Gücü adlı kitabından çıkardığım küçük bir özet. Birazcık olsun ilginizi çektiyse ya da sizde bir merak kapısı açtıysa en kısa zamanda kitabı okumanızı tavsiye ederim. "
https://www.milliyet.com.tr/pembenar/arzu-biyiklioglu/dinginligin-gucu-2909681
kelimeler: Eckhart Tolle Dinginliğin Gücü kitap
Anahtar kelimeler:
sağlık hastalık beslenme uyku gıda yemek yiyecek içecek
takviye takviye gıda takviye ilaç
tarif mutfak mutfak gereçleri pasta börek çörek ekmek maya
ekşi maya ekşi mayalı ekmek evde ekmek elde ekmek el yapımı ekmek
tıbbi bitkiler aromatik bitkiler
un şeker tuz yumurta süt
kakao çikolata bitter krema bal sirke limon
maydonoz maydanoz yeşil bitkiler salata sebze
öksürük ağrı baş ağrısı bağışıklık zinde spor kilo şişman
şişmanlık obez obezite
yağ yağ yakma yağ yakımı yağ yakıcı
saçlar sağlıklı saçlar parlak saçlar saç dökülmesi
deterjan sabun temizlik malzemeleri doğal sabun doğal
şampuan doğal bulaşık sıvısı doğal el sabunu doğal sıvı sabun doğal çamaşır
suyu doğal tuvalet temizleyizi boraks karbonat çamaşır sodası doğal çamaşır
sodası doğal soda
virüs virüslerden korunma korona virüs corona virüs maske
antibiyotik propolis arı sütü
internet internetten alışveriş kargo kapıda ödeme kredi
kartı
diyet zayıflama
hamur hamur işleri yufka baklava tatlı şerbetli tatlı sütlü
tatlı milföy pankek sufle cheesecake cake kek
portakal kabuğu limon kabuğu
iç yağı kuyruk yağı zeytin yağı tereyağ tereyağı sadeyağ
sade yağ
sentetik yapay doğal olmayan petrol türevi
sağlık tıp tababet tabip tabib muayene ilaç reçete ibn sina
ibn-i sina el kanun fit-tıb el kanun fit tıb
geleneksel beslenme geleneksel tedavi geleneksel tıp hacamat
haccam kupa kupa terapisi şişe çekme kupa çekme sülük sülük tedavisi hirudo
terapi hirudoterapi hirudotherapy
merhem krem cilt bakımı saç bakımı parlak saçlar ince saçlar
saç dökülmesi tuz sabunu
burkulma şişme ödem ödem atma kilo verme yağları yakma yağ
yakma yağ yakımı
karbonhidrat karbohidrat hayvansal yağ hayvansal yağlar
bitkisel yağ bitkisel yağlar trans yağ trans yağlar iç yağı iç yağları kuyruk
yağı
bitki çayı bitki şifalı bitki nezle burun akıntısı burun
tıkanıklığı grip soğuk algınlığı nezle tedavisi nezle tedavi grip tedavisi grip
tedavi ateş ateş düşürme yüksek ateş
sirke sirkeli su burun yıkama grip ve beslenme gripte beslenme gripten
korunma korona korunma koronadan korunma corona korunma coronadan korunma
virüslerden korunma virüs korunma dezenfektan dezenfektanlı sabun eczane
demleme çay demleme bitki demleme bitki çayı demleme bitki çayı demleme nasıl
hangi bitki virüs bitki hastalık ve bal hastalıklar ve bal bitki şifa bal şifa
antibiyotik propolis arı sütü virüs propolis virüs arı sütü
kabartma tozu karbonat
gece gündüz
bitki çayı bitki çayları
şifalı bitki şifalı bitkiler herbal herbals şifalı ot şifalı
otlar çiçek sap kök tohum tane kabuk kepek
karanfil alıç tarçın kekik melisa zencefil çörekotu çörek
otu biberiye
buğday siyez siyez unu karakılçık karakılçık unu tam buğday
tam buğday unu arpa yulaf yulaf kebeğ buğday kepeği yulaf ezmesi
masaj sırt ağrısı yakı fıtık bel ağrısı boyun ağrısı tutulma
boyun tutulması sırt tutulması diz ağrısı eklem ağrısı diz problem eklem
problem disk kayması kireçlenme boyunda düzleşme felç inme kalp kalp kalp büyümesi
kalp kaçağı krizi damar sertliği damar tıkanıklığı nefes darlığı astım bronşit
sigara amfizem ödem flebit varis flebitis iltihap cinsel istek cinsel
isteksizlik iktidarsızlık akıntı ishal karın ağrısı şişkinlik mide şişkinliği
mide ağrısı karın şişkinliği karın ağrısı gaz mide gazı karın gazı barsak gazı
bağırsak gazı barsakta gaz barsaklarda gaz bağırsak gazı bağırsakta gaz
bağırsaklarda gaz tansiyon yüksek tansiyon hiper tansiyon anemi kansızlık düşük
tansiyon hipotansiyon hipertansiyon böbrek ağrısı böbrek taşı safra taşı safra
ameliyatı boğaz ağrısı boğaz şişkinliği şiş boğaz bademcik şiş bademcik
şişkinliği bademcik aldırma bademcik operasyonu bademcik ameliyatı stent anjiyo
anjio şeker hastalığı şeker hastalığı tedavisi insülin insülin direnci hipoglisemi
reaktif hipoglisemi katarakt yakını görememe uzağı görememe göz bozukluğu yakın
gözlüğü uzak gözlüğü şeler hapı şeker hapları şeker ilaçları prostat prostat
büyümesi prostat hastalığı prostat kanseri prostat ve iktidarsızşık idrar
kaçırma idrar tutamama altını ıslatma kabus kâbus görme uykusuzluk cilt
problemleri cilt problemi kırışıklık cilt kırışıklığı ciltteki kırışıklıklar
güzellik bakım yaşlanma geç kalma gençleştirici gençleştiren yiyecekler tiroid
hipo tiroit hipo tiroit hipotiroid hipotiroit hiper tiroid hiper tiroit
hipertiroid hipertiroit nodül haşimato tiroid nodül tiroit nodülü kıl dönmesi
basur hemoroid hemoroit makat makat kanaması altına işeme enfeksiyon
antibiyotik bakteri virüs mantar genital mantar adet adet kanaması adet sancısı
regl aybaşı ay başı ay başı kanaması aybaşı kanaması hijyen hijyenik hijyenik
ped doğum hamilelik doğum sonrası hamile kilo hamilelik kilo doğum sonrası
bakım bebek bebek bakımı bebek hastalıkları bebek sütü emzirme mama biberon
damlalık bebek sütü anne sütü vertigo vitiligo işitme kaybı sağırlık kulak iltihabı
kulak zarı kulak zarı delinmesi duyma problem duyma azalma kulak çınlamağı
kulak uğultusu kemik kırıkları kemik kırılması kemik alçı alçıya alma platin
karaciğer yağlanması detoks detox de toks de tox sık idrara çıkma kabızlık
müshil akciğer akciğer hastalık kanser akciğer kanseri meme kanseri kolon
kanseri barsak kanseri bağırsak kanseri lenf kanseri lenödem ilişki cinsel
cinsellik ter ter kokusu koltuk altı bakımı
Geleneksel Tıp Sağlıklı Beslenme Bağışıklık ve Hastalıklardan Korunma
Merhaba,
Bundan sonra burada geleneksel tıp, sağlık, beslenme, bağışıklık sistemi ve bağışıklık sistemini güçlendirme, hastalıklar ve hastalıklardan korunma yöntemleri, doğal yaşam, doğal sağlık, geleneksel tedâvî, sade hayat, şifa, huzur ve mutluluk için gerekenleri zaman içinde paylaşacağız.
Bu site hem halk sağlığı için elimizdeki bilgileri paylaşma hem de bu sahada gelir elde etmek için kullanılmaktadır.
Burada zaman zaman çeşitli makâleler, ilgili sitelere linkler, yemek, ekmek, tatlı ve benzeri sağlıklı tarifler, kitap ve haber tavsiyeleri gibi her mecrâdan bilgi eklenebilecektir. Zaman zaman sadece ilgilisine yönelik akademik içerikler verilebilir.
İlgili yayınların içeriğine uygun reklamlar otomatik olarak gösterilecektir. İhtiyaç doğrultusunda faydalı olabilir. Reklamlar sitenin gelir kapısıdır.
Zaman zaman ticâri müesseselerin tanıtımı bulunabilir. Bunlar, faydalı bulduğumuz işletmeler olacaktır. İşletmelerin hizmetlerinde zaman içinde olabilecek değişiklikler ile işletmelerden alınacak hizmetlerin içeriği ve sonuçları tamamen işletmelere müşteri olanın sorumluluğundadır.
Yukarıdaki metnin işâret ve îmâ ettiği hususlar ve ilgili konularda doğacak zararlar kişilerin kendilerine âitir. Bu blogu, ikinci adres ve işletmeleri bağlamaz. Burada yayınlanan her türlü bilgi tavsiye mâhiyetindedir ve uygulaması uzman tarafından ve/veyâ gözetiminde gerçeklertirilmelidir. Uygulama gerektirmeyen bilgilerin kişiye faydası ve/veyâ zararı yine uzman görüşüyle belirlenmelidir.
Bundan sonra burada geleneksel tıp, sağlık, beslenme, bağışıklık sistemi ve bağışıklık sistemini güçlendirme, hastalıklar ve hastalıklardan korunma yöntemleri, doğal yaşam, doğal sağlık, geleneksel tedâvî, sade hayat, şifa, huzur ve mutluluk için gerekenleri zaman içinde paylaşacağız.
Bu site hem halk sağlığı için elimizdeki bilgileri paylaşma hem de bu sahada gelir elde etmek için kullanılmaktadır.
Burada zaman zaman çeşitli makâleler, ilgili sitelere linkler, yemek, ekmek, tatlı ve benzeri sağlıklı tarifler, kitap ve haber tavsiyeleri gibi her mecrâdan bilgi eklenebilecektir. Zaman zaman sadece ilgilisine yönelik akademik içerikler verilebilir.
İlgili yayınların içeriğine uygun reklamlar otomatik olarak gösterilecektir. İhtiyaç doğrultusunda faydalı olabilir. Reklamlar sitenin gelir kapısıdır.
Zaman zaman ticâri müesseselerin tanıtımı bulunabilir. Bunlar, faydalı bulduğumuz işletmeler olacaktır. İşletmelerin hizmetlerinde zaman içinde olabilecek değişiklikler ile işletmelerden alınacak hizmetlerin içeriği ve sonuçları tamamen işletmelere müşteri olanın sorumluluğundadır.
Yukarıdaki metnin işâret ve îmâ ettiği hususlar ve ilgili konularda doğacak zararlar kişilerin kendilerine âitir. Bu blogu, ikinci adres ve işletmeleri bağlamaz. Burada yayınlanan her türlü bilgi tavsiye mâhiyetindedir ve uygulaması uzman tarafından ve/veyâ gözetiminde gerçeklertirilmelidir. Uygulama gerektirmeyen bilgilerin kişiye faydası ve/veyâ zararı yine uzman görüşüyle belirlenmelidir.
Farkında mıyız?
Sus!
İnsanoğlu sıhhatine dikkat etmeden mutlu olamaz.
Sıhhat bedenî ve rûhîdir. Bedenin ârâzı, ruhun sıhhatini çok
belirleyici, ruhun sıhhati de bedenin. Beden için bilinmesi gereken her şeyi
bildiğimizi düşünürüz. Fakat hekimler, günümüz insanının hiç bir şey bilmediği
görüşünde. Rûhumuz için gerekenlerin çok azının farkındayız, tembelliğimiz ve
"tenperverliğimiz" onları da bizden uzak tutuyor.
Yaratılışımızda vâr olan özelliklerimiz kişisel. Her birimiz
bir örneğiz ve buna göre tedbirler gerek. Gök cisimlerinin üzerimizdeki têsîri
hafif değil ve burçlarımız var. Burçların getirdiği zayıf yanlarımız mazeret
değil. Gâye, güçlü bir kişilik edinmek. Eksikliklerimizi aşmak çabası gerek.
Bir zaman gelir de işler karmakarışık olursa, en iyi rota
sakin ve dingin kalabilmekle başlayacaktır. Bizi gerebilecek fâhiş hataları
bırakarak bazı tedbirlerle sükûnet sağlanıp kalan diğer sıhhat tedbîrâtına
yönelebiliriz. Kendimizi tanırız. Bize has, yaşama ve bedenî her türlü yorucu
ve zayıflatıcı işten uzak (mümkün olduğu kadar), zihnimizi toplama ve sükûnet
ile huzuru sağlamaya çabalamak iyi bir başlangıçtır. Kullanılan her türlü ilaç
bırakılmalı, psikiyatrik bir ilaç asla denenmemelidir.
Çay, kahve vd uyarıcıları azaltmak, beslenmeyi düzene koyup
hiç aksatmamak, öğünleri saatinde mutlaka yemek, akşam yediden sonraya
bırakmamak, gece kuruyemiş dışında ve dokuzdan evvel yememek, kan grubumuza
uygun olmayan ve bizi hep hasta edecek gıdalar ile bize çok yararlı olanları
bilmek, uykuyu başlarda altı saatte tutup, tam sağlıkta 3-4 saatte zinde
olabildiğimizi görmek, kokulu şeylerden uzaklaşmak, tv, radyo, müzik, telefon,
internetten bir de bir şeyler okumaktan uzun süre uzak kalmak gibi çok kritik
tedbirlerin yanında eski usul bir tabîbe muayene ve tedâvi işleri yoluna
koyacaktır.
Zihnin sükûneti için "anda kalabilmek" ve
"nefes meditasyonu" ile beynin ön bölgesini geliştirmek (ilâhî beyin)
ve hayvânî beyni küçültmek kolayca yapılabiliyor.
Zihnimizde oluşan mâzî ve âtîye dâir düşüncelerden arınıp
"ân"ın tadıyla yaşamak müthiştir.
Bir çok toplum ve kültürde bilinen ve günümüzde yüksek
kültürde uygulanan bir yaşam biçimi.
Meditasyon ve akupunktur gibi yönelimlerin hava civa
olmadığını, uygulayıcılarının kültürel seviyesinden anlayabiliriz. Zengin ergen
davranışlarındaki uçuk yaşam biçimleriyle karıştırma yanılgısı hâkim oysa
herkeste.
Meditasyonun çok çeşidi var. İşâret ettiğim "nefes
meditasyonu" epey para ödemeniz gereken bir bilgidir. İmkânlar dâhilinde
bize de reçete edilmiştir ve beyin üzerindeki somut maddî etkisi kanıtlıdır.
Ulaşılacak dinginlik ve "ân"ı kuşatıcı yaşam biçimi de öyle. Binlerce
yıldır bilinen bir usul, anada kalabilmek.
Doç Dr Zümrâ Atalay bunu Dünyâ'daki adıyla tanıtıyor ve
"Mindfullness" diyerek enstitü çapında eğitimler veriyor.
Aşağıya aldığımız bağlantılar, dikkatli bir araştırma
neticesinde konuyu en iyi özetleyen örneklerdir. Bakılması gerektiğini
düşündüğümüz sırayla alıyoruz. Sonuncusu uygulama videosu. Sadece nefesinize
odaklanacağınızı unutmayın. Nefes meditasyonu için uygulamanın tarifini talep
edenlere e-posta gönderilirse yazılı olarak gönderebiliriz.
Farkındalık, anda olma ve iç sesi susturma tasavvuf
ekollerinde de "ben"den sıyrılırken olmazsa olmaz yol. Güncel
uyaranları terk etmek, anda yaptığınız eylemin tadıyla meşgûl olmak ki yemek
yiyorsanız sadece yemek yiyin, konuşmak ya da tv, müzik veya başka düşünceler
olmasın, günlük 20 dakikalık yürüyüşler ve onun tadı, yalnızlık gibi tedbirler
düzenli ve sürekli bulundukça başka bir hayata geçiş sağlarsınız.
İnsanlardan uzak kalmanızı tavsiye ederim. Uzuun bir süre,
öğrenciler ve aile hariç insanlardan gün içinde metrik mesafe de dahil uzak
durmak, mekân paylaşmamak ve konuşmamak sizi başkalaştırır. İçinizde de,
dudaklarınızla da hiç konuşmadığınız günler için çalışma yapın.
Tabiattan gelmemiş gıdaları da terk ederek bir kaç ay
temizlenin, devamında paketli şeylerden uzak durur, sevdiğiniz bazı şeyleri
arasıra tadarsınız. Ruhunuz arınsın.
İngilizce olanların Türkçe altyazılarını açın, çeviri
hatasız.
https://www.youtube.com/watch?v=h1SVmgoPWOY
https://www.youtube.com/watch?v=ekM1xjivbiQ
https://www.youtube.com/watch?v=ixu4Kd5R1DI
https://www.youtube.com/watch?v=Z7oYJZg9nOA&list=PLw_M1mSMJCEv0QWAY_zZALp7olCoVIjlN&index=4
14 Mart 2020 Cumartesi
Neyim "Ben"?
Bilir misin, Karagümrük'ten çıkıp Fevzi Paşa isimli Roma'dan kalma cadde üzerinden Saraçhane'de belediye önüne otuz, oradan da Sultan Ahmed'e tam otuz dakika sürer. Alman Çeşmesi'ne varmışsındır.
Çemberlitaş, Beyazıt civârından Vefâ, boza, gazoz derken Sirkeci, Boğazdan karşıya geçenlere tanıdıktır yürümek. Gün güzel geçiyordur, belki tatlı bir bahar gibi güneşlidir ve bu yüzden içi sıkılmıyordur. Zaten açık havaya çıkmıştır, niyeti gezmek ve kendine vakit ayırmak da olduğundan günü güzel geçer. "NİYETİ" ve "YAPTIKLARI" ve "TABİAT" şartları mutlu olmasına yetmiştir.
Bu gün, o kadar uzun yürümeye son zamanlarda gönüllü alışan ben, kırk dakikalık mesafeyi yürümeye başladığımda hem yetişmek için hem de yorgunluğumla, gideceğim yere giden birilerini ararken insanların ne kadar da umarsız ve cimri olabileceğini, toplumun birbirini unuttuğunu anlık olarak düşünüyordum. Zor bir süreç boyunca epeydir vefâsızlık, kayıtsızlık görmüştüm. Televizyonun önüme sereceği kötü toplum delilleri yaşamımda yok. Aptal kutusu tâbiri avâmın değil bilgelerin tespîtiydi. Yine de cemiyette bir iki dostun dışında insanlar soğuklukta pek mâhir. Bu gün de benzer düşünürken, yürümek zorunda olduğumu biliyordum. Bir yandan da: "İster insanlar canavar olsun, ister olmasın, tespîtinin doğruluğu değil, senin o gerçekten ne kadar etkilendiğin önemli. İşine bakman gerektiğini biliyorsun, mutluluğunun, şu kentin, dünyanın ya da insanların haline bağlı olmadığını görecek kadar yaşlandığın bir hakikat, hem senin karamsarlığın, ki acından kaynaklanıyor, işleri beter ediyor... Hem toplum da, dünya da evvelde bundan daha iyi değildi, o bir yanılgı. Sadece bizde bazı dönemler küçük yerleşimlerde güzelleşmiş ilişkiler oldu, yoksa nefisler kötülüğünü bırakmadı..." diyordum.
Tabiatımın çabalasam da beni karamsar ve mahzun eylediği hâlâ vâkî. İnsanlardan veremeyecekleri kadar samimiyet ve fedâkârlık beklemeye kalkışsam, üzüleceğimi biliyorum. Buraya yalnız geldiğimizi, yalnız geçeceğini biliyorum. Aranacak şeyin başka "Bir" şey olduğunu çok daha iyi biliyorum.
"Kendin ettin, kendin buldun."
Böyle başladı filmimin ilk sahneleri. Evvelini jenerik kabûl edebilmek sanırım erdem olsa gerek. Şöyle nefis bir dörtlük vardı, tam anlamak için seneler geçmesi gerekmişti:
" ...
Cennetü düzah, gammü sürür, zulmet ile nur ;
yaptıklarının gölgesi, hariçte mi sandın?
Bilgin sana kiymet, talebin neyse, o'sun sen;
İnsanligi; sade yiyip icmekte mi sandın?
Halin neyse, müşteri sen oldun o hâle .
Noksanı meğer, Adl-i İlahi'de mi sandın?
... "
Başı, sonu var. Tamamı, gevelediğim şeyi sonzuzca anlatıyor, yüzüme vuruyor.
Şu adrestedir:
https://www.dunyabizim.com/alinti/talebin-neyse-osun-sen-h1134.html
Çok eski bir sayfa, linkler bozuk. Yoksa nefis bir seslendirmesi var ki..
O da şurada:
Bu laf bunun üç katı düşünüldü. Fakat gece bitiyor ve biz daha sözü söyleyemedik.
Yaşadıklarının çok çok âşikâr somut sebepleri var. Ki onları bil, kaldır ve gör bakalım umduğun yaşam hayal mi, var mı?
Seninle aynı toprakta yürüyüp de, çok entelektüel ve gayet mutlu niceleri var. Senin sohbet etmeye ağzının suyu akacak kimseler. Bazan hiç tanışmadığın kimseleri arayıp konuşabilir misin? Ve ardından buluşmak? Meselâ hayranı olduğun bir yazarla? İstersen biz yapalım.
Yanılma.
5 Mart 2020 Perşembe
gitmek var sonunda
Neyim ben?
Ne arıyorum?
Burası nere?
zor be yâ hû!
üşenmemeli.
anlamlandırmadan olmuyor işte
böyle tıkış tıkış kalabalığın içinde
zaman zaman apışıp kalıyorsun
n'oluyor burada?
n'apıyoruz?
sonunda bir şey olmalı bunun
bana baksa da her şey,
anladım, elimde değil.
hiç bir şey.
hiç!
Ne arıyorum?
Burası nere?
zor be yâ hû!
üşenmemeli.
anlamlandırmadan olmuyor işte
böyle tıkış tıkış kalabalığın içinde
zaman zaman apışıp kalıyorsun
n'oluyor burada?
n'apıyoruz?
sonunda bir şey olmalı bunun
bana baksa da her şey,
anladım, elimde değil.
hiç bir şey.
hiç!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Gitmek lâzım, biliyorum.
"Bazen gitmek istiyorum..." Sık sık ölmek ister oldum. Sık sık gitmek istiyorum. Özellikle "modern insandan" gitmek ist...
-
Zamâne insanı duygularını bloglara yazıyor. Ve içimi acıtıyor bu! ... Neden sizce? (Ne neden?) Tamâmını izleyin desem,...
-
Ahlâk Dersi Denzel Washington